6/06/2009

One day You will Teach me to Let Go of My Fears




Kavanoza sıkışmış bir hal ….
sabırla dolandığım labirentin bir parçası eksikmiş artık biliyorum. Çıkış yok bu oyundan. Kapağını kaldırdım ruhumun ; birkaç toz zerresi birkaç kurşuni gölge damladı zemine. Varlığımı ispatlayamayan bir dünya yokluğumu ne yapsın ki. Zeminden ayak bileklerime sarıldım tekrar. Yeni bir ülke.. başka bir deniz ; yok der kavafis. Yeni bir beden de yok.


Göğsüme sarıldım . Neye katlandık bunca zaman bilmiyorum. İnsandan insana dolanan bir sarmaşık gibi zaman. İltihaplı bir yanılsama. Dışarıdan kendime baktığımda düşsel bir ironi, içerisi ise hepten karmaşa. Parçalanmış parmaklar koca kayaları kaldırmaya çalışıyor , daha çok arzu nesnesi lazım daha çok kandırmaca. Kaybolurken hayat ,dağılmadan suya inmek imkansız oysa.


Kıvrımlarımda ateşi döverken umut ,saçlarım ellerime daha çok batıyor. Bulunduğum bu yerden daha da cılızlaşarak uzaklaşmak istiyorum. Külden bir atlasın peşinde, Tütsülenerek gizlenmiş gümüş yaprakları bulmalıyım.

Sevgilisinin memeleriyle oynarken adamlar ben usulca yürümeliyim bronz boynuzlarınıza aldırmadan.Kaynaklarınızdan fırlayan tekilliklere basmadan.
Gökyüzünün bütün ışığı ve karanlığı kutsal sandıklarınızı yerle bir etmeden.

Bir kaşıntı gibi arkama saplanan yaşam, ıslak ve yırtıcı umutsuzluğumu yeniden diriltmeden.


Bir parazit gibi ruhumun ucunu kemiren bu anlam kaygısı öldürüyor beni. Işıkla kırılıyor baktığım ayna. Yüzümdeki belirsiz kesiklerden körleşmiş bir gerçek damlıyor biriken karların üstüne.

Anlam
Ayna
Kar
Ben
kör
Boşluk.