8/24/2009

The real is a moment of false




Bak hayat kısacık bir öykü
Az önce buradaydın
Şimdi yoksun.
Basit ve kirli.


Ne umuyordun bilmiyorum. Ya da hala umursuyor musun ayaklarına dolanan kışları. Senin parçalarına ipekler taşımayalı çok uzun zaman oldu. Kavmim kendini gördüğü ilk suya tükürürken yalnızlığını , bütün kötü sözler kapıldı ışığıma. Sadece ölümle dolduk sevgilim yaşamla bu kadar didişirken.

Hala cevaplarım yok. Bir zaman var mıydı onu da bilmiyorum. Az çiğnenmiş bir umutla öldürdüm ben sorularını.
Basit ve kirliyim hala. Kalbimi çevirip çevirip kullandım. Bütün bu çırpınışlar beni yine aynı sona sürükledi. Gidiş.

Yalnız bir adamın kaybolduğu
Yalnız bir kadının çoğaldığı yere.

Hayatımın en gerçek acıları küçük birer gölge gibi geçerken üstümden anladım ki gerçek acım içinde dövünmeyi seçtiğim. İrkildim ben.

Hepimizi kandıran bir an olmalı hayatın içinde. Isıtıp ısıtıp sunduğumuz hayallerimizden uzakta , uyandığımızda maruz kaldığımız tüm bu yaşam kurgusundan uzakta, kadere inanıp bir sonraki saniye tesadüfi olarak adlandıracağımız bir an.

Ben o anı bulana kadar seçtiğim bu labirentin içinde kendi acımın efendisi olmaya devam edeceğim. Dışarıdan koca bir boşluk sallanırken içime doğru , neyin doğru neyin yanlış neyin daha acı ya da daha mutluluk verici olabilirliğini hesaplamaya gerek duymadan. Basit ve kirli.