“Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı.
-Kitabın bütün sayfalarını çevirdim ,ona rastlamadım.
Belki de kitaptır umut.”
Jabes.
Belirli zamanlar vardır, siyah ya da beyaz oluşunun keskin olduğu ya da ateş , bir avuç su. Kesin bir çizgi vardır zihninde. Ne olmadığından yola başlayıp “olduğun şeye” uzandığın.
Sonra bir şey olur, bir tel gerilir, biri yanlış bir notaya dokunur, ritmi bozulur kalbinin.
Ölümsüzlüğüne fırlayan koca bir kış oturur içinde. İnsanların sevgiyle birbirlerini yağmaladıkları tek keskinliğindir artık. Peri masalından kalan bir çift fosforlu toka, deri bileklik ve, kitap arasında sakladığın bir çiçekle beyaz bir lekesindir kendinde artık. Yalnızlık iştahını kabartır, mutsuzluğunu anlatmak ve birilerini onun parçası yapmak, hiç gitmediğin yerleri terk etmek, umutlarının sadece yalanlarını beslediği, uyumsuzluğun yeni bir alışkanlık yarattığı o yere varırsın.
Küçük önemsiz bir kutusun. İçine anılarını koyduğun, düşüncelerini herkesten farklıymış gibi sahiplendiğin, yuvarlak bir kutuda yaşadığın, şu an yine o kutuya baktığın. Önemsiz.
Kalbin gerilim noktasında huzursuzluk
Çanlar senin için çalmayacak.
Ve akrepler bir kez daha puslu kıtaya doğru yürümeye başlar.
Kitaplıktaki tozları üfler biri.
Bütün zehir kıtaya yayılır.
Bu hikayede yine kimse ölmez.
Umut kalır.
4 yorum:
kutu yok..umut yok..hlçliğim ve ben..
Umut, bir yönelim değil, beklentilerin kazıp derinleştirdiği bir çukurdur. Bu çukurdan çıkmadıkça zaten bir eylem yapılabilmesi pek mümkün değildir. Bu noktada umudun, kişinin kendi amaçlarını öldürmesine denk düştüğü görülmektedir.
R.
aşk ve zehir
her zaman bir yerde vardır umut.
Kuzgini siyah
seni burada görmek güzel:)
senin kadar bilimsel bakamıyorum biliyorsun:P
Harika bir blogspot, takipteyim! (:
Yorum Gönder