El verildi incir ağaçları altında...
çalıkuşlarının ölümlerine aldırmayan bir orman şahlandı
Constantinople…
küçük bir kızın avucundaki damar.
Tılsım sürülürken küçük ellerine..
Koynuna bir yıldız haritası çizdi keşişler
constantinople..
yolun adındır.
Yolun adın
İlk hece gibi basarken toprağına
Uykusu kaçar zalimlerin
Yazılar silinir kitaplardan
Kaç anlamı daha kaybeder yüzün
Yerküre çatlatır ışığı
Constantinople
Çıplak bir karanlıktır
tersinden boğulur bütün gemiler
karaya vuran buruk bir öksürük
bulanık bir hışımla oyalarken kıyıları
and içilir kalplerde
Kan ve kül
Aydınlık ve karanlık
Toprak ve su
Aşk ve nefret
Ne kaldıysa bizden geri
Onu sana vereceğim.
Constantinople...
yolun adım.
Ateşi tekmelerken çocuklar
Belirsiz bir yorgunluğa bıçak kesildi
Ellerimden omuzları düştü kahramanların
Eşşizliğinde kayboldu yüzün
Sen o sözleri unuttun
Constantinople
Çıplak bir yalnızlık...
Kendi doğumunda karanlıkla kesilirken sancısı
İncir taneleri dağıldı rüzgarda
Kemiğinden yükseldi yine buhranın
Constantinople
Kendine tırmanan tek sarmaşık
Yolun adım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder