2/14/2009

Acı Bırakır - Bir İstanbul Öyküsü



“Acı bırakır
Dizlerimden taşacak suyu
İnanmak isterim
Ağaçlara, ötesine
Bu camın, pencerenin öncesine
Ucundan ruhuma denkleşmiş bir fırtınaya

Ama yok inanma! Sakın inanma.
Her şeyin başlangıcı ve sonu vardır.
Ötedekiler yok...Öteki yok.
An var
Ansızlığın var.”

... Avucumu yakan bir sıcaklıkla koşuyorum Galata’nın aşağısına;Saçlarım ağzıma giriyor, ter içindeyim. Soluklanıyorum bir ara sokakta. Keskin bir naylon torba kokusuyla bana doğru yaklaşıyor ağızları kıpkırmızı, gözbebekleri kocaman, mosmor çocuklar. Ellerimi kan içinde gördüklerinde aldırmıyorlar. Birine doğru hızlıca manevra yapıp boynuna sarılıyorum,sımsıkı kapatarak gözlerimi...
Affet beni!
Affet beni!

Tesellisi üç kuruşa ağlıyor bu şehrin adamları, duyuyor musun?
Bukowski’nin evcil çocukları fısıldıyor karanlık diye, Fante ‘nin yarım gülüşüne ateş dansı yapıyorlar ,
Ne de büyük acı.
Morpheus’unu bekleyen Potansiyel Neo akımı
Haydi yandan çarklı Marla’larla
Balo vakti, bol jointli
Sadece yiyişelim ve unutalım.
ve ağlayalım
sevmediğimiz bir şeyi neden sevmiyorlar diye.
Tapınaklardan, kutsallığımızdan, oynaş ruhlarımızdan bahsedelim.
İki sıkımlık tüp çikolata çocukları:
Bu kadarız işte.
Yiyişelim ve unutalım.
.

Bacak aralarına tökezlerken ruhları kıvranmışlar Dağılmışlar işte orada görüyor musun?

Yüzümün titremesi geçiyor, gerilmiş bir bedeni yavaşça bırakıyorum. Gözlerimi açıyorum, İşte sen. Ellerimin üzerine menekşeler kopartan. Sen.. Dünyam. Aşkım, sevgilim, ruhum.
Sen…Her şeyim.


" Kanla doğan ademoğlu en küçük pıhtısına kadar sadece kalbinde düzüldü.Bil Bunu!"


Sadece sizi mi terk eder sanıyorsunuz kadınlar.
Bütün sevdiğim kadınlar gitti benim.
Gözkapaklarında sıkışan bir boşluk oldu Nilgün
Eteklerimde birikti Virginia
Slyvia gaz bulutu koydu başıma
Hepsi gitti
Ölüm koktum ben
Buz gibi toprak.

Çeliğe ipekler ağır geldi
Dünya devrildi.
Yırtıldım.

İnanmıyorum artık kimselere.
bir önemi kaldı mı ki;?
taşlarla oynarken pamuklarının yağmasının.
Sevmeyin beni.
Tekil it, sürüden it, dokunaklı it, yavşak it, yalnız it, karamsar it,
İt .
İtin beni.
.
.
.

Öldüğümüz yere gidiyorum.
İşte orada yatıyorsun kaldırımda
Biraz ilerde ben kafama sıkmışım.
Bileşkenleri kayıp bir yolculuk
İki kelime öncesi.
İki dünya.
İki düş.
İki ayrı söz.
Tek ölüm.

-Affettim abla.

-Affettim abla


Fotograf buradan alıntıdır.

2 yorum:

s.pelitli dedi ki...

hadi tükür ve
vazgeçme
gecenin sana fısıldadıklarını onlara sayıklamaktan...

Acı da olsa şıktı kelimeler.

Unknown dedi ki...

Vazgeçmek mümkün değil koca bir karanlık sayıklarken.

Tesk ederim.